Yağmur, Bahçeşehir üniversitesinde çevre mühendisliği okuyor. 8 yıl önce mimar ablası Ezgi Çoban ile eskiz defteri hazırlamaya çalışırken deri ile tanıştılar. O zamanlar minik bir hobi, şimdi ar-ge olarak adlandırıldı. Sıradan, makineler ile binlerce olan üretime karşı, ilhamını kuzeyden alan, kişiye özel olanın ve el emeği değerinin unutulmaya yüz tuttuğu şehir hayatına karşı olarak 2014 yılında butik bir deri atölyesi kurdular.
İlhamını kuzeyden alan The North Fox ile el emeği, tasarım ve deri üzerine konuştuk;
Gerçekten biz de anlamadık.
7-8 sene önce mimar olan ablamın eskiz defteri beğenmeme serüveni başlamıştı. O zamanlar faiş fiyatlara satılan defterler yerine “ben sana yaparım” diye başladı her şey.
Ablamda gören beğendi, hatta ablam mezun olurken, yakın çevresine hatıra olması için bir gecede birçok defter hazırlamıştık. O zamanlar kağıtları delmek için çivi kullanıyorduk, annem sabaha kadar devam eden sese baya söylenmişti.
Sonra erkek arkadaşım bilgisayar aldı, aradığı gibi bir kılıf bulamadı, faiş fiyata kalitesiz, suni deriden, makineler ile üretilmiş kılıflar vardı hep, beğenmedi. “Ben sana yaparım.” dedim yine… Tabii o zamanlar hobi dediğim sürece şimdi Ar-Ge diyorum.
Süreç boyunca yakın çevremiz tarafından beğenildi, doğum günü, yeni yıl derken arkadaşlarımız, onların arkadaşları hep sipariş vermek istedi. Tabii herhangi bir satış sürecine girmediğimiz için zorlanıyorduk. Sonra bir tasarım mağazasının sahibi, elimde kendi yaptığım çanta ile dolanırken, çantamı nereden aldığımı sordu. Ben yaptım cevabı o zaman çok garip geliyordu. Teklifler oldu derken işi resmiyete döktük bu sayede. Sonra internet sitesi, sosyal medya ile ilerledik. Hobi gibi devam etmek istedik ama baktık baya baya iş olmuş.
Deri ile çalışma hissi çok güzel. Dokusu, rengi… Hayatımda deri olmasaydı ahşap da olabilirdi diye düşünüyorum. Deri eskidikçe güzelleşen, bizimle yaşlanan bir materyal yani yaşayan bir malzeme. Deri yüzeyindeki görebileceğiniz izler, kırışıklıklar derinin doğal yapısından, rengindeki ton farklılıkları onun doğallığını kanıtlayan faktörler. Homojen olmaması özelliği ürünün sağlamlık ve güvenirliğini etkilemediği gibi doğal güzelliğini gösteriyor. Tabiatın tüm izlerini derinin üzerinde görebilirsin, üzerinde titizlikle durulmasına rağmen; karakterindeki, görünüşündeki ve dokusundaki değişiklerin önlenmesi olanaksız. İnatçı da bir malzeme anlayacağın.
İlhamımızı kuzeyden alıyoruz, bir de deri denildiği zaman çoğu kesimin aklına dağ, doğa geliyor. Yani şehir hayatında balta kılıfı üretmek bana pek uymuyor. O yüzden daha modern çizgilerde, şehir hayatına uygun ürünler üretmeye çalışıyorum. Kullanımı, güvenilirliği, sağlamlığı deri ile uyumlu olması için uzun bir süre kendi bünyemizde deniyoruz modelleri. Amerika’yı yeniden keşfetmiyoruz tabii ki, belli kriterlerde kendi çizgimizi yansıtmaya çalışıyoruz. Ürünlerimize kendi imzamız gibi, logomuzdaki M harfini andıran tilki kulaklarımızdan koyuyoruz mesela, hakiki deri kaliteli ve eskimeyen bir materyal olduğu için çok pahalı ve lüks diye adlandırılıyor. Biz de diğer yandan ucuz diye nitelendirilen keçeyi, deri ile birleştirip zıt bir tasarım elde ettik. Çok sevildi, hemde komple deri olan ürünlerinin yanında bütçesi uygun olamayanlar için alternatif bir ürün oldu.
Türkiye’de tasarım yapmak çok zor, büyük markaların ürünlerini bile Eminönü, Beyazıt dünyasında birebir üretiyorlar. Ali cengiz oyunları oynayan esnaf kendi ürettiği sahte ürünün daha kaliteli olduğunu bile savunabiliyor. Komik ama gerçek.
Yani; senin küçük dünyanla kimse ilgilenmiyor, verdiğin emeği kimse düşünmüyor, bunu sadece güzel sektör diye nitelendirip, o satabiliyorsa ben neden satamam diye düşünüp, pat diye senin ürününün birebir aynısı yapabiliyorlar. Zaten pazarı olan bir şeyi kullanabilirim diye düşünüyor. Makinelerde kestirip, el yapımı diye kişiler bile mevcut. Bir anda da bunu pazarlamaya çalışan kişilerle karşılaşıyorsun.
Ben yaratıcı gücün her zaman tasarımcıda olduğunu, taklit edenin ise bir yerde çürüyeceğine inanıyorum. Sonuç olarak, benim kat ettiğim yolu, özeni, benim gibi kimsenin yapamayacağına inanıyorum. Etik olmayan, senin web sitenden, instagram sayfandan gördüğü ürününü birebir yapan, malzemelerini nereden alıyorsun diye sana e-mail ile soran, hatta senden ürün sipariş edip, belki bunu fazla fiyata bile pazarlamaya çalışan ahlaksız insanlar ne yazık ki var.
Dediğim gibi Amerika’yı yeniden keşfetmiyoruz, bu bir sır ya da öğrenilmeyecek bir durum değil. Bünyemizden kendi ürünlerimizi anlattığımız, yapımını detaylı şekilde gösterdiğimiz workshop’lar da düzenliyoruz ama bunu kendi ilhamınla kendi tasarımınla ilerletmek asıl beceri ve emek. Bazıları ne yazık ki bunu anlayamıyor.
Bu işten milyon dolarlar kazanırım diye bir süreçe girişmedim. Dediğim gibi hobi olan bir şey sadece işe dönüştü. Workshopları sürekli bir hale dönüştürdüğüm, atölyemde kolektif çalışmalar yapabildiğim, ürün gamlarını geliştirdiğim bir süreç hayal ediyorum.
Markanın amacı; şık, sade ve el işçiliğinin benzersizliğine dayalı, deri ürünleri ortaya çıkarmak ve aynı zamanda en kaliteli malzemeler ile günlük kullanıma uygun ürünler tasarlamak. Bilgisayar ve tablet kılıfları, kablo toparlayıcıları, defterleri, cüzdanları, kamera askılarının yanı sıra sipariş üzerine kişiye özel doğal deri ve keçe gibi tezat malzemelerin bir arada bulunduğu tasarımlar yapıyorlar. Pek çok atölyede misafir olup workshop da düzenliyorlar.
Kaynak: https://denemenlazim.net/
]]>Hardworking, practical and beautifully created, the North Fox brand celebrates all that is vital and unique about handmade leatherwork. North Fox makes the everyday extraordinary with items like laptop cases and wallets, crafted in quality leather and wool felt.
With a bespoke service for sits alongside a bespoke service for custom-made items, these products are simple, chic, and durable – but most of all, delightful.
Kaynak: http://shewears.eastpak.com
Bize biraz markanın karakterinden bahseder misin?
Öncelikle marka nereli dersek herhangi bir kuzey ülkesinden diyebiliriz. Şehirli erkek veya kadın, benzersiz giyinen, tarzı farklı olan, sadeliğin içerisinde her zaman şıklığı olan biri. Aynı zamanda simetriyi, geometrik desen ve şekilleri de seven… Özgürlüğüne düşkün, sofistike olarak tanımlayabilirim.
The Northfox markası altında neler üretiyorsun? Her şey el yapımı diyebilir miyiz?
Bilgisayar, tablet, kindle gibi elektronik cihaz kılıfları, kablo toparlayıcıları, defterler -birçok kağıt seçeneğimiz ile her türlü kullanıma uygun olarak üretilen- pasaport kılıfları, anahtarlıklar, kitap ayraçları, çanta içi toparlayıcılar, kalemlikler, kitap kılıfları, fotoğraf makinesi askıları, kartlıklar, makyaj çantaları gibi ürünler üretmekteyiz. Tüm ürünlerimiz elde kesilip, el dikişi ya da makine dikişi ile tamamlanıyor.
Kullandığın ana malzeme “deri” dışında, ne gibi materyaller kullanıyorsun?
Deri uzun ömürlü bir malzeme olduğu için kumaş, yapıştırıcı ya da başka materyaller kullanmayı pek tercih etmiyoruz. Fakat, bir tasarım projesi olarak hazırladığım “Zıtlık” adı altında pahalı ve uzun ömürlü diye sıfatlandırılan deri ile, ucuz olarak nitelendirilen keçe malzemesini kullandık. Çok sevildiğini ve komple deri olan ürünlerin yanında bütçesi uygun olmayanlar için alternatif bir ürün olduğunu düşünüyoruz.
Onun dışında; şimdi atölye, servis önlükleri üzerinde çalışma yapıyoruz. Deri materyali giysi gibi düşünüldüğünde kullanım ve mevsimsel durumlar göz önüne alındığı zaman keten, pamuklu ya da kanvas kumaş gibi materyaller üzerinde çalışmak daha mantıklı. Defterlerimizin içerisinde de geri dönüştürülebilir craft kağıt kullanıyoruz.
Deriden defter, cüzdan yapımı gibi workshoplar veriyor musun?
Evet, bünyemizde workshoplar düzenliyoruz. Yoğunluk nedeniyle atölyeyi eve taşıdığım için yeterli bir alan olmasa da misafir olabildiğimiz atölyelerde workshoplar düzenliyoruz. Hatta şu an “Kendin Yap” kiti üzerinde çalışarak, birçok ürünü yapım aşamasını anlatan dokümanlar ve materyalleri ile beraber meraklılarıyla buluşturmayı hedefliyoruz.
Son zamanlarda ülkemizde, zanaata olan ilgi arttı… Senin el yapımı işler üreten Türk tasarımcılar arasında sevdiklerin kimler?
Evren Demirkutlu’nun Vozmos markası altındaki doğayı bize sunmasına ve sürdürülebilirlik üzerine yaptığı tasarımlarını, duvarlarımızı süsleyen Kilimini’yi ve kendi kullandığım materyalim ile el işçiliğiyle üretim yapan Chivit ve Sakin Leather markasını çok beğeniyorum.
Genelde günümüzde birçok insan aynı anda birçok iş birden yapıyor. Sen ileride ne yapmak istiyorsun? Sence seri üretim olmadan hayatını sadece bu işi yaparak idame ettirebilmen mümkün mü?
Ben aynı zamanda Çevre Mühendisliği öğrencisiyim ve çevre ile ilgili birçok saygın kurumda freelance ya da gönüllü olarak çalışıyorum. Mezun olduğum zaman mühendislik yapmayı düşünmüyorum fakat, çevre ile ilgili projeler üretebildiğim kurumlarda yer alarak sevdiğim bölüm üzerinden hayatımı idame ettirip yine el işçiliği ile kurmuş olduğum markayı sürdürebilirim diye düşünüyorum.
Sonuç olarak Amerika’yı yeniden keşfetmiyoruz, el işçiliği, tasarım ve deri üzerinde birçok insan faaliyet göstermekte. Burada farklılaştıran şey sanırım tasarım oluyor. Diğer yandan da hikayen ve verdiğin hizmet ve sana gelen ilgili kişileri nasıl karşıladığın da çok önemli. Milyon dolarlar kazanmayı hedefleyen, kişiye özel çalışma ve kurulan samimiyet karşısında yorulan bir kişi zaten bu tarz bir iş kolunu seçmeyecektir diye düşünüyorum. Zarar etmedikten sonra, bazen gelen manevi değerlerin, maddi değerlerden daha önde olduğuna inanıyorum. Belki yaşım genç diye bu şekilde, belki yeteri kadar yorulmadım diye ama şu an böyle. Ülkemizin durumuna baktığımız zaman bile “hayatımızı idame ettirmek” konu başlığı çok fazla yerlere gidebilir. Hangi mesleğin ya da iş kolunun garantisi var ki?
Bir tasarım üzerinde çalışırken, arka fonda neler çalar? Belirli bir albümün, playlistin var mı?
Hemen paylaşayım. Yoğun olmaktan dolayı son zamanlarda kitap okumaya pek vakit ayıramıyorum. Yeni bir şey keşfettim ve atölyede artık sık sık kitap dinliyorum. Tabii kağıda dokunmanın ya da iç sesinle bir kitabı okumanın hazzını vermiyor ama çok farklı bir his de oluşturuyor.
Kaynak: http://matchupmag.com/the-northfox
Seri üretim, makinalarla, binlerce üretilen ‘sıradan’ algısına takılıp kalırken; tasarım, kişiye özel ve elle üretilen ürünler, hikayesi, felsefesi olan markalar, butik atölyeler giderek yükselen bir trend halini aldı. Biz de sizler için İstanbul’da elleriyle üretim yapan, bir hikayesi olan, bir tutkudan yola çıkarak başlamış, özgün, orijinal, kendine has butik tasarım atölyelerini bir araya getirdik. Bizim bilmediklerimizi de siz bize yazın olur mu?
The North Fox
Çevre mühendisi Yağmur’un (Çoban) doğal deriden bilgisayar ve tablet kılıfları, kablo tutucuları, defterleri, cüzdanları, kamera askılarının yanı sıra sipariş üzerine kişiye özel deri ve keçe gibi tezat malzemelerin bir arada bulunduğu tasarımlarıyla başlattığı markası The North Fox ürünlerini hem online mağazasında hem de Lunapark Shop, MaeZae gibi tasarım mağazalarında bulabilirsiniz. Şu an sabit showroom’u olmayan Yağmur zaman zaman başka atölyelerde misafir olarak el yapımı deri workshop’ları da düzenliyor.
Kaynak: The Story of Seven
]]>